25 Şubat 2024 Pazar

9 Eylül 2023 Cumartesi

Kuş Ölür Sen Uçuşu Hatırla

...

Ben maviye inanırdım

Boynumdaki yorgun damarların mavisine

Beyaz dalgaları omuzlayan deniz mavisine

Denizin bittiği yerde başlayan göğün mavisine inanırdım

Bir de ensemdeki dövmeye inanırdım

Kuş Ölür Sen Uçuşu Hatırla.


- Füruğ FERRUHZAD

Mutsuzum

Mutsuzum

Verandaya çıkıyorum ve hissediyorum parmaklarımla

Gergin cildini gecenin

Kimse takdim etmeyecek beni

Güneşe

Kimse götürmeyecek beni kırlangıçların şölenine

Uçmayı hayal eden kuş

Ölmek üzere


- Füruğ Ferruhzad

Yaş Değiştirme Törenine Yetişen Öyle Bir Şiir

Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç

Yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de

Bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle

Ve yarışırsa ancak Monet'nin

Kadınlarına yaraşan giysilerinle

Gördüm de

Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.


Öyle kısaydı ki adımların, diyelim bir yaz tatilinde

Bir otel kapısının önünde, tahta bir köprünün üstünde

Bir demet çiçekle paslanmış bir kedi arasında

Öyle kısaydı ki adımların

Şöyle bir bardak yıkayışının vaktiyle

Ölçülür ve denk düşerdi ancak

Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.


Yok bir yanıtın "nereye" diyenlere

Bir buz titreşimi gibi sallantılı ve şaşkın

Ve çabuk bir merhaban vardır bir yerden gelenlere

O bir yerler ki, diyelim çok uzak olsun

Sen gelmiş gibisindir oralardan, otobüslerden

Yollardan, deniz üstlerinden topladığın gülüşlerle

Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.


Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki

Hani Etiler'den Hisar'a insek bile

Bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın

Çok yaşında her zamanki çocuksun gene

Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.


Mart ayında patlıcan, ağustosta karnıbahar

Mutfağın mutfak olalı böyle

Bir adın vardı senin, Tomris Uyar'dı

Adını yenile bu yıl, ama bak Tomris Uyar olsun gene

Ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma

Oysa güneş pek batmadı senin evinde

Söyle

Ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç.


Edip Cansever

Desert Rose

Öldürdüm çiçeğimi, yaşatamadım.


- Arsız, kimsesiz, topraksız çiçek. 

09.09

Derme çatma bir meyhanede çocuksun.

Hüzünler içinde saklı,

Görünürde mutlusun.

sevgili küllük (eylül)

biraz da kayboldum, yoruldum ama kaçmadım savaş yanlısı saçlarından. 

kırdın diye seni suçlayamam. attığın taşların yönüne camlarımı ben taşıdım. 

dağılışımı mazur gör. yediğim ilk kurşunsun. 

çünkü ben burada ölürken, üzülme diye bağıramadığım çok şey var. ağlayarak başladığın bu yolu, ağlatarak bitireceksin. karşına biri çıkacak, canından çok seveceksin. geçmişini unutup, geleceğini mahvedeceksin. kahrolup, sonunda yine annene döneceksin.

13 yaşındayım daha ben. hiçbir şeyi bilmiyorum hayatta. ama sevmeyi biliyorum. ben seni çok seviyorum kübra. annemi sevdiğim kadar.

böyle böyle gölgene razı oldum, alıştım. ben annem hariç, sevdiğim her şeyde yanıldım.

tanrım beni niye terk ettin?

bana yara izlerini göstermiş, karşılığında da benim hiç yaram yokmuş gibi yapmama izin vermişti.*

niye canın yanarken dağ gibi durdun ki.

kabul et, tüm namlular sana dönükken bu siperlik işinde iyiydim.

tam düşecekken tutunduğum tuğlayı, kendime rab bellemeyeceğim.*


için buza kesilmişken ateşi avuçladın.

niye?

sonunu bile bile uçuruma koştun.

neden?


kendimle kendim arasında gidip gelen yeni bir yol açtım. günler, niçin uzadığını, niçin kıvrıldığını bilmediğim bir sarmaşık gibi dolanıp durdu boynuma. dünya, bensizde dünyaydı, darılmadım.

benden bu kadar, katilimin gözlerinden öperim.