13 Mayıs 2018 Pazar

Davet

Bir adamın şunları yazdığına tanık oldum:

"Cidden birini tanımak istiyorsanız, dinlediği müzikleri, izlediği filmleri, okuduğu kitapları tek tek okumak istersiniz. 

Siz de birine eğer ki ilgi duyuyorsanız, dinlediğiniz müzikleri, hayran kaldığınız filmleri, iki kere okuduğunuz kitabı okutmak istersiniz.

Daha çok tanışmak için sanat akımlarına başvurulan bi' aşk hikayesi işte. Hani ''bu müzikte ne buluyorsun?'' diyemez, o olup içindeki anahtar kelimeyi ararsınız. Sana ters olduğu halde, kitabı eline alıp bir an önce bitirmek için kendinle yarışırsın. Sırf daha çok kaynaşmak için... 


İnsanların ruhu sanat akımlarında gizlidir."



Ve daha sonra Kanadalı yazar Oriah Mountain Dreamer'ın "Davet" yazısıyla karşılaştım:

''Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor. Neyi özlediğini, kalbinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum.

Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor. Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için aptal biri gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bilmek istiyorum.

Ay’ının etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni ilgilendirmiyor. 
Kederinin merkezine dokunup dokunmadığını, hayatın ihanetlerince açılıp açılmadığını, daha fazla acı korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum.

Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan benim ya da kendi acınla oturup oturamayacağını bilmek istiyorum.

Benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın sınırlılığını hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans edip, coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum.

Bana anlattığın hikayenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor. Kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratamayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna ihanet edip etmeyeceğini bilmek istiyorum. Güvenebilir ve güvenilebilir olup olamayacağını bilmek istiyorum.

Her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum. Ve kendi hayatını, onun varlığından kaynaklandırabileceğini.

Benim ve kendi hatalarınla yaşayıp yaşayamayacağını; bir gölün kenarında durup dolunay yansımasına “Evet!” diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum.

Nerede yaşadığın ya da ne kadar paran olduğu beni ilgilendirmiyor. Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin ardından, yorgun, bitap da olsan, çocuklar için yapılması gerekenleri yapıp yapmayacağını bilmek istiyorum.

Kim olduğun, buraya nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor. Çekinmeden benimle ateşin ortasında durup durmayacağını bilmek istiyorum.

Nerede, kiminle, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor. Diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum.

Kendinle yalnız kalıp kalamadığını, ve o boş anlarda sana arkadaşlık eden 'kendini' gerçekten sevip sevmediğini bilmek istiyorum.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder