29 Aralık 2024 Pazar

bıktığım şeyler ve yeşil fanila

 gözlerin bir yeşil fanilaydı balkonda uçuşan

sicim yağmur taklidi

bıkmıştım zor geçen kışlarımı anlatmaktan

bardağa birkaç çiçek ıslamaktan.

parmağımın ucunda kırmızı kenarlı bir bulut

onu uzatırdım sana, yalnızlık gibi iri bir damla

parmağıma düşen bir damla kandı aşk.


seni sevince pazara çıktım sevinçten

enginar aldım ''süper enginarlar'' diye bağıran adamdan

oturup ağladım sonra, şaşırdın.

bu ''süper'' oluşta canımı acıtan bir şeyler vardı.

canımın acısıydın.

ben bir tek o canı unutmamak için her şeyi hatırlamıştım.

sevişmiştik.

evde binlerce tespih böceğinin ayak izleri

sevişmiştik.

biri başımdan aşağı pırıltılarla dolu bir sözlüğü

boşaltmış gibi

seni sevince kıpırdayan her şiiri

kahverengi bir çaydanlıkta saklıyorum.


sonra gittin.

birlikte kışlıkları naftalinleyecektik.

söz vermiştim unutmayacaktım gözlerini

bir yeşil fanila gibi ipte, alıp ütüleyecektim.

herkese iyi akşamlar demeyi öğretecektim gözlerine.

sonra gittin.

çocuk oldum bir daha, ağladım.

kaç şiir, kaç kere sular altında kaldı.

kitaplar, aşk, her şey.

her şeyi son bir kere daha kurtaramazdım.

keşke nane şeker gibi mentollü bir buluttan doğaydım

sonra gittin.

beyaz bir küf büyüdü evde, tersten yağan kar gibi.

keşke dünya toz şekeri ile kaplı olsaydı.

çocuk oldum sonra ağladım, yağmur bile beni ayıpladı.

söz dedim, söz verdim.

ruhumu gömdüğüm yer hala belli.

güneşi özledim, sonra seni

keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım.


sonra gittin

gözlerin bir yeşil fanila unutulmuş balkonda

sicim yağmur taklidiydi

artık iyice inceldi.


 didem madak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder